Tarih: 28.06.2018 09:55

Tüm Türkiyede Bakanlık önerisi.

Facebook Twitter Linked-in

Çocuk Vakfı’nın Aile, Çocuk, Gençlik, Kadın ve Toplum odaklı Bakanlık önerisiyle ilgili görüşlerin yer aldığı mektup şöyle: Türkiye, toplam nüfusun yüzde 82’si kasaba, şehir ve büyükşehirlerde yaşayan; 22.676.186 hane halkı ile hızlı değişim/dönüşüm içinde ve bir taraftan hareketli diğer taraftan ise yorgun bir toplum görüntüsü arz etmektedir. Nüfusun yüzde 28.3’ünü çocuklar oluşturmaktadır. Türkiye ayrıca çok yönlü modernleşme kuşatması sonucu üretilmiş değerleri tüketen aile yapısı ile de geleneksel kültürel yoğunluğun azaldığı bir ülke durumundadır. Sosyal yapıdaki çözülme, ailenin tüm bireylerini etkilediği ve aileyi sorunlarını çözemez duruma getirdiği hususu da ortak kabullerden biri durumuna gelmiştir. Temel politika ve strateji eksikliği nedeniyle, sosyal sorunlar çözülemediği gibi, her bir sorun alanı birbiriyle ilişkili bir sarmala dönüşmüştür. Cumhuriyet Dönemi bağlamında, son 15 yılda sosyal haklar konusunda çok önemli yasal düzenlemeler yapıldığı ve sosyal yardımlar her geçen yıl artırıldığı hâlde sorunlar çözülememiş ve ertelenmiştir. Bu noktadan hareketle; son çeyrek yüzyıl içinde Türkiye’de ailenin sosyal boyutuyla ilgili araştırmalar, 5 Yıllık Kalkınma Planları, Hükûmet Programları, TÜİK’in aileyle ilgili açıkladığı göstergeler ve İnsani Gelişme Endeksi dikkate alındığında şu tespitin yapılması gerekir: Türkiye’nin sosyal yapısı içinde aile sorunları ilk defa güvenlik, ekonomi, eğitim ve dış politikanın önüne geçmiştir. Aile ve Çocuğun İyilik Hâli Endeksi Sistemi kurulamamış olmasına rağmen, Türkiye’nin İnsani Gelişme Endeksi’ndeki göstergeleri ve TÜİK verileri üzerinden şu tespitler yapılabilir: Aile içi sorunlar, çocuk yetiştirme geleneği, kadın ve erkek sorunları, boşanma oranlarının artması, engelli bireylerin eğitiminin ihmal edilmesi, gençliğin umutsuzluğu, yaşlıların toplum içinde yalnızlaşması, çocuk iş gücü istismarı, yüzde 10’u aşan işsizlik, güç koşullardaki çocuklar, yurt dışındaki çocuk ve gençlerle ilişkiler, yoksulluk ve çocuk yoksulluğu alanlarındaki sorunların çözümünde Devletin yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için daha etkin bir örgütlenmeye acil olarak ihtiyaç vardır. Çocuk Vakfı’nın Aile ve Çocuk Bakanlığı olarak önerdiği ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak kurulan Bakanlık, sosyal yardım yapmakla sınırlı kalmış, kuruluş amacında belirlenen faaliyetleri gerçekleştirememiş ve yönetememiştir. Türkiye’nin aile sorunlarının çözümüne yönelmesi için iki üst politika hedefini gerçekleştirmesi gerekmektedir: Tüm boyutlarıyla ülke ölçekli Sosyal Politika Stratejisi hazırlanmalı ve ülke ölçekli 81 il ve 919 ilçede sosyal politikaları yürütecek ve yaygın eğitim görevlerini üstlenecek icracı bir Bakanlık kurulmalıdır. Cumhuriyet tarihimiz boyunca sosyal politikalar alanında faaliyet gösteren kamu idareleri ve kurumları aile, kadın, çocuk, engelli, yaşlı insanların korunma ihtiyacı ortaya çıktıktan sonra devreye giren, ihtiyacın giderilmesini sosyal yardım dağıtarak sağlamaya çalışan anlayış üzerine inşa edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçiş, anlayış değişikliği için bir imkân olarak görülmeli ve yeni kurulacak bakanlık ihtiyaç ortaya çıkmadan, ihtiyacın ortaya çıkmasını önleyici politikalar üzerine inşa edilmelidir. Bunu sağlamak için öncelikle sosyal yardım dağıtımını lütuf olarak görmeden insanların sosyal haklarının karşılanmasını esas alan hak temelli anlayışın kurumsallaştırılması; diğer yandan, toplumda yer alan her bireyin ihtiyaç sahibi olmaya düşmeden kendini hayatta gerçekleştirmesine imkân sağlayan, sosyal gelişimi esas alan eğitim programlarının ihdas edilmesi gerekir. Yaygın eğitimin yeni kurulacak bakanlığın bünyesinde yer alma gerekliliğinin sebebi de budur. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçilirken sosyal politikalar alanında kurulacak bakanlık ülke ölçekli üst politikaları belirlemek, Millî Eğitim Bakanlığı’ndan devralınması gereken yaygın eğitim hizmetlerinin koordinasyonunu sağlamak, hizmet alanları ve modelleriyle ilgili standartları geliştirmek yanında izleme ve denetleme görevlerini de üstlenmelidir. Yeni bakanlığın kuruluş aşamasında, mevcut bakanlıkça yürütülmekte olan hizmetlerin topluma ulaştırılması görevi yerinden yönetim anlayışına uygun olarak Yerel Yönetimlere devredilmeli ve uzman STK’lardan hizmetlerin yerine getirilmesinde destek sağlanacak bir model geliştirilmelidir. Kurulacak bakanlığın görevleri arasında ilgili bakanlıklarla eş güdüm ve etkin koordinasyon işlevleri de yer almalıdır. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın görevleri bakanlıklar arasında dağıtılacaksa, gençlikle ilgili görevleri kurulacak yeni bakanlık üstlenebilir. Yeni bakanlıkla birlikte tüm mevzuatta yapılacak düzenlemeler yanında, Kamu Denetçiliği Yasası’nda da değişiklik yapılarak her biri ayrı ayrı olmak üzere Aile, Çocuk, Gençlik, Kadın, Yaşlılar Ombudsmanlığı ihdas edilmelidir. Aslolan yukarıda izah edilen çerçevede bakanlığın sahip olması gereken işlev olmakla birlikte kurulması önerilen bakanlığın adı ailenin tüm öznelerini ve bileşenlerini kapsayacak şekilde Aile ve Çocuk Bakanlığı olabileceği gibi, Sosyal Politikalar Bakanlığı, Aile ve Sosyal Refah Bakanlığı, Aile, Çocuk, Gençlik, Kadın ve Toplum Bakanlığı da olabilir. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —